Haber

İmamoğlu Bol’da: “Bir Oy Aldıkları Kadar Kötülüğe Razılar. Bir Oy İçin Her Şeyi Yaparlar”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Bolu mitinginde, “Haksızlıklar yapılabilir, hukuksuzluklar işlenebilir, eksiklikler olabilir, hatalar olabilir ama bir devletin idari kadrosu, şahsı olursa, Bu işin başındaki ya da yetkilileri yanlışı övüyor, yanlışı güçlendiriyor ve mükâfatlandırıyor.” Allah bu memleketin her insanını korusun. Bir oy aldıkları sürece kötülük yapmaya hazırlar. Bir oy için her şeyi yaparlar. Allah bu ülkeyi oy için, siyaset için her şeyi yapabilen, her şeyi riske atan akıllardan korusun.” Bu, devletin aklıyla yapılacak.”

Millet İttifakı Başkan Adayı ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Bolu’da miting düzenledi. “En sevdiğim coğrafyalardan birine geldim, bu hattı seviyorum, beni çok heyecanlandırıyor” diyerek konuşmasına başlayan İmamoğlu, şöyle konuştu:

BOLU HALKIMIZIN DOĞRU KARARI VERECEĞİNE İNANIYORUM: İstanbul Karadeniz’den Karadeniz’e giderken ve Karadeniz’den İstanbul’a dönerken yeşilin her tonunu gördüğüm bu coğrafya beni çok etkiledi. İlk çocukluğumda buradan geçerken anlatılan kitaplardan okuduğumuz duygusuyla Bolu Dağları’nda Köroğlu’nu görecekmişim gibi hayaller kurduğumu hatırlıyorum. Bu meydanda Bolu Bey’i değil, zulmü değil direnişin torunlarını, yani Köroğlu’nu görüyorum. Köroğlu, zulme karşı direniştir. Köroğlu, kötülüğe karşı direniştir. Köroğlu özgürlük talep etmektir. Köroğlu uygunluk talebinde bulunmaktır. Köroğlu yanlışsız doğru, çarpık çarpık, yanlış yanlış demektir. Bu nedenle bu süreçte yaşananlarla ilgili en isabetli tespiti ve en gerçek kararı Bolu halkının vereceğine yürekten inanıyor ve sizleri bu duyguyla selamlıyorum.

İNANILMAZLIK İÇİN RAZI OLDUĞU GİBİ BİR OY ALALIM BUNLARA. BİR OY İÇİN HER ŞEYİ YAPARLAR: Dün Konya’daydım, onlara söz verdim. Nereye gidersem gideyim Mevlana’nın selâmını götüreceğim dedim. Sana Konya’dan selamlar getirdim. Sana Hazreti Mevlana’dan selam getirdim. Özellikle gençleri ve özellikle bayanları yeniden burada görmekten çok memnunuz. Hırçın bakışları, duruşları ve tavırları çok değerli. Haksızlıklar, hukuksuzluklar, eksiklikler, hatalar olabilir ama bir devletin yürütme ekibi, başındaki kişi ya da bu işin yetkilileri yanlışı övüyorsa, yanlışı, o berbatlığı pekiştiriyor, ödüllendiriyorsa Allah bu ülkenin her insanını korusun. . Ortalığı karıştırmaya hazırlar, bir oy aldıkları sürece, bir oy için her şeyi yaparlar. Allah bu ülkeyi siyaset uğruna her şeyi göze alan zihniyetlerden korusun. Bu ülkenin insanlarına selam olsun. Bu şeytani akıl, bugün bizi partizan bir devlet haline getirdi. Parti her şeydir, partinin başında her şey, ne diyoruz? İnsan her şeydir, ne diyoruz? her şey güzel olacak diyoruz .

HER GÜN BİRİSİ PANDORA’NIN KUTUSUNU AÇAR: Onlar için her şey bir kişidir, o kişi seçildiği sürece gerisi detaydır. Onlar için bir avuç insanın menfaati, o bir avuç insanın menfaatinden az olamaz. Her gün birisi Pandora’nın kutusunu açar ve her akşam diğerinin geçmiş deneyimlerini dinleriz. Hani bir bakan istifa etmişti ve Maliye Bakanı twit atmıştı, ‘At izi köpek iziyle karışık, hayırlı olsun’. O zamanlar, muhtemelen çoğumuz ne demek istediğini tam olarak anlamamıştık. Ama bugün açıkça ortaya çıkıyor. Bu insanları bu ‘ben her şeyi bilirim’ zihniyetinden korumak için derken bir an önce onlardan kurtulmamız gerekiyor. Bir gün bile olsa Türkiye’ye verecekleri zararın çok uzun olduğunu bilelim. Bu ülkenin insanı kendine yeter. Bu ülkenin güzel insanlarının aklı güzel ablalarımızın, beyefendilerimizin evlatlarıdır, bu gençlerin aklı bu ülkeye yeter. İnsanların kendilerine güvenmelerini istiyoruz ve onlar da bir kişiye güvenmelerini istiyor.

BU ÜLKE HÜKÜMETİ YAKLAŞIK 22 YILDIR BU SORUNLARI ÇÖZEMİYOR: İşte ‘Milletimle bu yola çıktım’ diyen, demokrasiyi savunup devlet insanı olan, erdemli davranan, devlet ahlakını temsil eden, aynı zamanda hak, hukuk ve adalet mücadelesi verenler bu yollarda yaşadılar. seninle o tarihi yürüyüş. Bugün onunla buradayız, 15 Mayıs sabahı Cumhurbaşkanı olarak onunla Çankaya’ya yürüyeceğiz, Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte yürüyeceğiz. Bolu’nun sıkıntılarını biliyoruz. Bu şehrin deprem bölgesinde olduğunu biliyoruz. 99 depreminden bu yana devam eden kentsel dönüşüm zorluklarını da ilçe ilçe biliyoruz. Bu şehrin hükümet-belediye iş birliğini mutlaka en üst düzeye çıkaracağız. Göreceksiniz Bolu hakkını alacak, Bolu ayağa kalkacak. Bolu’da depremle mücadelemizi en üst düzeye taşıyacağız. Düzce de geçtiğimiz günlerde çok büyük bir deprem yaşadı. Aynı sohbeti Sakarya’da da yapmak zorunda kalacağız. Neden? Yaklaşık 22 yıldır bu ülkenin hükümeti bu sorunları çözemiyor. Çözülmüş olsaydı, maalesef o bölgede bu kadar vahim bir durumda onbinlerce insanımız hayatını kaybetmemiş olacaktı.

DEVLETİ BU YAPAN BUGÜNÜN SİYASİ AKLI, BUGÜNÜN PARTİ AKLIDIR: Adıyamanlı bir abimin yazdığı gibi ‘Hala enkazdayız’ diyor. Evet Hatay’da, Adıyaman’da, Maraş’ta, o bölgedeki bütün şehirlerimizde, Malatya’da, Gaziantep’te, bütün şehirlerimizde bu süreç, başımızı göğsümüze koymak zorunda kaldığımız bir süreçti. Onlar ne yaptı? Millete saldırdılar, ne yaptılar? Hatalarını söyleyenleri suçlayıp hain ilan ettiler. Yahu abi devleti öyle bir hale getirdin ki 48 saat bir kişinin talimatını bekleyip müdahaleyi engelledin. AFAD denen kurumu yerle bir ettiniz. Canım, Kızılay nasıl bir kurum? Halkın güven duymadığı bir kurum haline geldi. Birkaç sanatçı kardeşimizin veya bazı kişilerin kurduğu dernekler, prestijli dernekler haline geldi. Yüzlerce kişi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne başvurarak ‘Biz ona para vermeyeceğiz, biz size yatıracağız, siz deprem bölgesinde harcayın’ dedi. Devleti bu hale getiren bugünün siyasi aklı, bugünün partizan aklıdır. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile devletin kurumlarından yandaşlığı kaldıracağımızın sözünü veriyoruz. Halkın hali olacak.

ÇEVRESİNDE DEVLET TECRÜBESİ OLAN İNSANLAR, KENDİ BAKANLARI BİLE ONLARLA ÇALIŞMAYI REDDEDİYORLAR, O KADAR KORKUNÇLAR: Partizanlık bugün bahsettiğim devlet belediye iş birliğini nasıl bozuyorsa biz de bunu yaptık. ve maalesef partisindeysen seninle koşuyor, partisinden değilsen seninle konuşmayı bile kabul etmiyor, randevu bile almıyor. Sözde biriyle randevu mu alıyor? Bolu halkı kardeşim Bolu’nun belediye başkanını seçti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını 16 milyon kişi seçti. Siz o şehrin Belediye Başkanına değil, o şehrin halkına haksızlık ve hukuksuzluk yapıyorsunuz. Ancak shire’larını kaybettiler, muhtemelen ilk periyotta güzel şeyler yaptılar. Ancak daha sonra çevresindekiler dağıldı. Çevresindeki aklı başında, devlet tecrübesi olan insanlar, hatta kendi bakanları bile onlarla çalışmayı reddediyor. O kadar korkunçlar ki yeni bir döneme başlayacağız. Hangi partisi olursa olsun devletin işi devlettir, milletin işi milletin işidir. Millete hizmet etmesi gereken devlettir. Devlet insanlığı bunu gerektirir. Size böyle keyifli bir zaman yaşatacağız diyeceğiz. ‘Tanrım, nasıl bir kabus gördük? Hangi kabustan uyandık? Bu Kemal Kılıçdaroğlu bizi kabustan nasıl uyandırdı? Allah razı olsun diyeceksiniz. Size söz veriyoruz.

BOLU’NUN KALKINMASI MİLLETİN KALKINMASI DEMEKTİR: Bolu’nun ulaşım sorunlarına aşinayız. Orman köylüsü ile Bolu’nun sorunlarına biz hakimiz, orman köylüsünün yanında olacağız. Vahidi (birim) fiyatlar konusunda mutlaka güçlü bir düzenlemeye gideceğiz, haklarını koruyacağız. Bolu’nun yoğun olarak orman köylülerinin yaşadığını biliyoruz. Aynı zamanda planlı bir üretimle doğayı koruyup ormanlarımızı geliştireceğiz. Bu şehrin güzellikleri olan bu doğanın talan edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Yine bu coğrafyanın birbirinden güzel ürünleri var. Kendine ait patates ve diğer tarım ürünlerine sahiptir. Ekilemez, hasat edilemez, maliyeti yüksektir. Çiftçinin yanında olan bir duruş ortaya koyacağız. Bolu’nun kalkınması ülkenin kalkınması demektir. Sadece üç beş şehir bazında bir teşkilat kurmayacağız, tam tersine 81 şehrin kalkındırıldığı bir teşkilat oluşturacağız. Olur, bu cennet vatanın buna ihtiyacı var, bu cennet vatanın buna hakkı var. Bu ülkenin en doğusundan en batısına, en güneyinden en kuzeyine kadar her şehri, her kasabası ve her köyü kalkınacaktır.”

Mitingde vatandaşların açtığı döviz ve pankartları okuyan İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“EDISON’UN BİLE AMPULU KENDİNE YAPTIĞINA PİŞMAN OLDUĞUNU BİLİYORUM KARARIŞ:

KÖTÜ BU SEÇİMDE KAYBEDECEK, YETERLİLİK KAZANACAK: O insanlara kızmayın, o insanlarla mutlaka konuşun. İnsanlarımız iyi insanlar, insanlarımız güzel insanlar. Konuşun, ben hep örnekler veririm. Bir insanın kalbi buzla kaplıysa, soğuksa o kalbi o buzları kırarak tamir edemezsiniz. O buzu hoş dilinle, hoş konuşmanla erit, içinden hoş bir gönül çıkar. Memleketimde AK Parti’ye oy veren güzel insan. O insanları birlikte ikna edeceğiz. Biz konuşacağız. Biz neye inanırız biliyor musun? Biz solumuzdaki o milletin güzel yüreğine inanıyoruz. Onun için bu seçimin simgesi kalbimizdir. Dolayısıyla bu seçimde kötüler kaybedecek, iyiler kazanacak. 150-200 milyon insanın İmamoğlu’na taş atması filan provokasyonu hiçbir şehri lekeleyemez. O dadaların üzerine bir zerre toz bile konmaz. Erzurum’un güzel insanlarının üzerine zerre kadar toz konmamıştır. Ama er ya da geç bunu yapanlar ortaya çıkacaktır. Bu işi yaparken de müdüründen valisine, bakanına kadar oradaki güvenlik güçlerine izlettiren akıl eninde sonunda ortaya çıkacaktır. 15 Mayıs’tan sonra hesap sorulacak, bu millet rahata kavuşacak.

BU MİLLETİN İNANÇINI ÖLÇECEK KİŞİ, ANNESİNİN KAHRINDAN DOĞMADI… Haydi, GİDİN ORADAN: Astsubay tazminat hakkı istiyor’ cümlenizi not ettik. Genel Liderimiz, Cumhurbaşkanımız ile mutlaka görüşeceğiz. Kim olursa olsun haksızlığa uğrayan herkesin hakkını savunacağız. Abim hukuk adamı olamaz, hukuk herkes içindir. Adaletin partisi yoktur, adalet herkes içindir. Adaletin olmadığı yerde başka bir şey konuşulamaz. Biz bu sistemi kurmaya geliyoruz. Onlara kalsa oy veren yerli ve millidir, oy vermeyen vatan hainidir. Bakın bunu Bolu’dan söylüyorum, bunu her yerde söyleyeceğim, herkese sahip çıkılmalı. Bir ülkenin yöneticisinin çıkıp insanları inanç üzerinden küçük düşürmeye çalışması beni çok üzüyor. Sen kimsin ki imanımızı ölçüyorsun? Bu milletin imanını ölçecek olan kişi ana rahminden doğmamıştır. Bu milletin milli duygularını, bu aziz vatana olan bağlılığını, bu bayrağa olan bağlılığını, bu vatana olan bağlılığını ölçecek kişi ana karnından doğmadı. Çık oradan. Hadi, işine bak. Millete hizmetinizi anlatın, ne yapacağınızı anlatın. Bunlarda bir alet var, Ekrem’e tutunuyorlar, mümin mi, kafir mi? Utanmasalardı, ‘Cennete gideceksin, cehenneme gideceksin’ derlerdi. Allah akıl versin demek yetmez Allah ıslah etsin. Allah milletimizi onların hesabından korusun. Kötülük kötülüktür.

BU İŞİN DANSLI MÜZİĞİ YOKTUR, BU İŞ DEVLETİN AKLINA GÖRE: Fırsat vermeyin, tarihi bir seçime gidiyoruz. Gençler ihmal edildiniz bu şehirde 30 bine yakın üniversite öğrencisi var. Bakın koca İstanbul’da aziz İstanbul’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin öğrencilerine vereceği tek kişilik yurt yatağı yoktu. Sadece 3 yılda, bu eylülde bir yurtta 5.000 yatak kapasitesine ulaştık. Bu kaynakları kime verdiler? Ona diyoruz, buna, buna kardeşim partizan, partizan olmadan milletin çocuklarına vermeye geliyoruz, geliyoruz. Hem buradaki yurt sorununu hem de buradaki barınma sorununu çözeceğiz. Ülke genelinde çözeceğiz. 21. yüzyılda, 2023’te, Cumhuriyetin 100. yılında, milletin çocukları yatakları ve bursları olmadığı için okula gitmeme kararı almaya başladılar. Bu nedenle bu dönemi tersine çevirmeliyiz. Sevgili gençler, hayatınızın en değerli kararını ihmal etmeyin, oy verin, sandığa gidin. Bu bir parti seçimi değil. Bu senin geleceğinin seçimi. Geleceğinizi kısıtlayan, sesinizi boğan, üniversitelerinizi konuşamaz, üretemez hale getiren bu aklı yurduna gönderin, Kemal Kılıçdaroğlu’nu Çankaya’ya gönderin. Oylarınızı bölmeyin. Bu dans müziği ile ilgili değil. Bu devlet aklıyla yapılır. Oylarınızı bölmeyin sevgili gençler. Bu bakımdan hem oy veren hem de sandıkta yer alan, Türkiye’nin gönüllülerine üye olan, bu işin ön saflarında yer alan gençlerin işidir.

KADINLARDAN ZOR İŞLER BEKLİYORUZ: Sevgili hanımlar, özellikle siz, komşularınızla, yeğenlerinizle, torunlarınızla, çocuklarınızla, büyüklerinizle konuşun. Kadınların dili bu toplumda en geçerli dildir. Babaannem konuşur, evdekiler susardı. Anneannem konuşurdu, herkes böyle dinlerdi. O ne derse o olacaktı. Bunu biliyorum. Öyle değil mi hanımlar? Bu nedenle bayanların özenle çalışmalarını rica ediyoruz. Bu nedenle kadınların özverili çalışmalarını rica ediyoruz. Lütfen konuşun, açıklayın. Yolunu kaybedenler olabilir. Onlara hakikat yolunu göster. Sabırlı ol, kalbini kırma. Bunun için çok çaba sarf edin. 14 Mayıs’a kaç gün kaldı, sadece dört gün kaldı. Gece gündüz çalışacağız. Ceketi her yerde çıkardım, birlikte çıkaracağız. 14 Mayıs’a kadar gece gündüz çalışmaya hepimiz hazır mıyız? Kutulara sahip olmaya hazır mıyız? Oy rekoru kırmaya hazır mıyız? Milletin kazanmasına hazır mıyız? Ne yapacağız? Oylarımızı Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na Millet İttifakı için hep birlikte kazanacağız. Bolu’nun ortasında kalalım diyorsun Ekrem kimseye söyleme dedi. Kazanıyoruz.”

Kaynak: ANKA / Günümüz

mudanyahaber.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu