Teknoloji

Eski NATO Generali Kujat: Ukrayna’ya verilen umut, Batı’nın ölümcül hatası

Alman siyasi dergi Overton Magazin’de yayınlanan röportajında, Batı’nın Ukrayna konusundaki yanlışlarını sıralayan Kujat, Batı ülkelerini, İstanbul’daki anlaşmaları reddeden Kiev’e ileride müzakere pozisyonunu iyileştireceği yönünde yanlış bir umut aşılamakla suçladı.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in barış planıyla yürütülen reklam kampanyasına da son verilmesi gerektiğine inanan eski NATO Generali, Rusya ile gerçek müzakerelerin başlatılması çağrısında bulundu.

2005 yılına kadar NATO’da Askeri Komite Başkanı olarak görev yapan Kujat, “Ukrayna’nın askeri durumu kritik ve her geçen gün daha da zorlaşıyor” diye başladığı demecinde, ABD’nin karşı saldırı yerine savunmaya geçme tavsiyesinin Kiev’e yardımcı olacağına dair şüphelerini dile getirdi.

Rusya’nın Avdeevka’yı ele geçirmek için taktiksel olarak akıllıca bir yaklaşım sergilemesi, bununla birlikte Ukrayna ordusunun kaotik bir şekilde geri çekilmesinin çatışmaların bundan sonraki seyrinin belirtisi olabileceğine dikkat çeken Kujat, savunma açısından önemli üç alanda Ukrayna ordusunun hala gelişme göstermediğini vurgularken, hava savunması, topçu için mermi mühimmat rezervi ve personel yetersizliği olarak adlandırdığı bu üç eksikliğin olumsuz stratejik sonuçları bakımından birbirlerini güçlendirdiğinin de altını çizdi.

Ukrayna’daki yeni seferberlik dalgasını da değerlendiren Kujat, ülkenin ciddi demografik sorunları olduğuna değindiği demecinde, “20 ila 30 yaş arasındaki nüfus sayısal olarak çok zayıf. 1990’larda Ukrayna’da her yıl 200 bin daha az erkek doğuyordu ve bunların çoğu, uzun zaman önce ülkeyi terk etti” ifadelerini kullandı.

Eski Alman general, Kiev’in yeni bir seferberlik yasası çıkararak sadece ordu saflarını yenilemek değil, aynı zamanda ‘sonunda barış isteyen’ halkına da ABD’nin desteklediği çatışmanın bedelini ödetmek istediğini vurgularken, “Son anketlerin de gösterdiği gibi ezici çoğunluk diplomatik bir çözüm talep ediyor” diye ekledi.

‘Batı’nın Ukrayna ile ilgili iki kararı da yanlış’

NATO ve ABD 2021’de Rusya’nın taleplerini görmezden gelmeseydi Ukrayna’daki çatışma önlenebilirdi” diyen Kujat, sözlerini şöyle sürdürdü:

Ukrayna’daki kritik durumla ilgili olarak Batı, durumu yanlış değerlendirdiği ve yanlış kararlar aldığı için önemli ölçüde sorumluluk taşımakta. Her şeyden önce iki karar yanlıştır. Birincisi, Rusya ile bir uzlaşma arayışının reddedilmesi. Batı 2021’de Rusya ile stratejik istikrarı müzakere etmedi, ardından Belarus ve Türkiye’deki görüşmeleri raydan çıkardı. Batı’nın baskısı altında Ukrayna hükümeti müzakereleri reddetti. Ancak o noktaya kadar elde edilen sonuç büyük ölçüde müzakere pozisyonuyla uyumluydu.

Batı’nın ikinci hatasının birincisinden de büyük olduğuna inanan Alman General, ABD ve müttefiklerinin, Ukrayna’nın sahadaki konumunu askeri yardımlarla iyileştirebileceğine inanarak Rusya’yı sürekli küçümsediğine dikkat çekerken, “Batı, Rusya’nın eski teçhizata sahip olduğunu, Rus askerlerinin kötü eğitimli ve motivasyonlarının düşük olduğunu düşündü. Ancak tüm bunların doğru olmadığı ortaya çıktı. Dolayısıyla askeri yardımlarla Ukrayna’nın sahadaki durumunun iyileşeceğine inanmak ölümcül bir hata oldu” dedi.

‘Çin ve Türkiye’nin diplomatik girişimlerini olası bir çıkış yolu’

Batı tarafından alınan bu başarısız kararların sürekli tekrarlanmasını açıklayan tek şeyin, bu çatışmada ‘Çin ile birlikte en önemli jeopolitik rakip olan Rusya’nın uzun vadede siyasi, ekonomik ve askeri olarak zayıflatılabileceği’ yönünde beslenen yanlış bir umut olduğuna değinen Kujat, “Bu ölümcül hatanın feci sonuçları, ancak çatışmaların geç olmadan durdurulması ve barış görüşmeleri yoluyla askeri bir yenilgiyi önlediğimiz takdirde engellenebilir. Bu anlamda Çin ve Türkiye’nin diplomatik girişimleri felaketten olası bir çıkış yoludur” diye konuştu.

Eski NATO Generali Kujat, Zelenskiy’nin 10 maddelik barış formülüyle birlikte İsviçre’deki toplantıya da şüpheyle yaklaşırken, Moskova’nın davet edilmediği etkinlikleri “Rusya’nın katılımı olmadan düzenlenen görüşmeler, öncelikle Ukrayna için bir halkla ilişkiler etkinliği olacaktır” diye tanımladı.

Bu konferansa katılanlar kendilerine Zelensky’nin 10 maddelik planının Ukrayna’yı barışa en azından bir adım daha yaklaştırıp yaklaştırmadığını sormalıdır” diyen Kujat, Zelenskiy’in barış planının Rusya ile bir uzlaşma önermediğini, sadece ‘Rusya’nın yerine getirmesi tamamen gerçek dışı olan bir dizi talep’ ortaya koyduğunu vurgularken, “İkincisi bu formül, hem savaşın nedenlerini hem de cephedeki mevcut askeri durumu görmezden geliyor” diye hatırlattı.

‘Ukrayna halkının barış istediği gerçeğini görmezden gelmeyin’

Alman General Kujat, Batı’daki siyasetçileri ‘Ukrayna halkının barış istediği gerçeğini görmezden gelmemeye’ çağırırken, Ukrayna’yı gerçekten kurtarmak isteyenlerin, çatışmaların bir an önce durmasını ve savaşan iki devlet arasındaki barış görüşmelerinin yeniden başlamasını sağlamak için çalışması gerektiğini sözlerine ekledi.

NATO ile birlikte Almanya’nın Ukrayna politikasını da sert dille eleştiren Kujat, cehaletin dış politikayı tehlikeli ve bağnaz hale getirdiğine vurgu yaptığı konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

Sorunun temelinde, özellikle de Alman siyasetinde, yetkinlik eksikliğinin yerine aşırı özgüven ve hatta cehalet koyan kişilerin yerleşik olması yatıyor. Alman hükümetindeki insanlar cahil ve beceriksiz. Bu da ülkenin siyasi gidişatına yansırken onu tehlikeli ve bağnaz hale getiriyor. Son hükümet değişikliğinden bu yana izlediğimiz politika beni hiç etkilemiyor, aksine büyük hayal kırıklığına uğratıyor. Her şeyden önce de bu politikalarda izlenen fanatizm. Gözlerini bağlayarak, sağa ya da sola bakmadan ve en önemlisi, kendi halkının ihtiyaçlarına yönelik dikkatli ve düşünceli bir yaklaşım olmaksızın sürdürülen fanatizm. Yüz binlerce insanın ölümüne ve ülkenin yıkımına neden olanların, bu sözlerinin Ukrayna halkı için ne gibi sonuçlar doğuracağı konusunda tek bir düşüncesi bile yok.

Kujat, Alman siyasilerin Ukrayna’nın zaferinin gerekliliğinden bahsederken tüm bunların göz ardı edildiğine inanırken, değerlendirmesini, kendilerine büyü yapılmışa benzeyen siyasetçilerin sözleriyle ilgili bir örnekle sonlandırdı:

Örneğin bir Alman bakan Ukrayna ziyareti sırasında şunları söylemiştir: ‘Ukrayna kazanacak çünkü kazanmak zorunda!’ Bu siyaset değil, fanatizmdir. Ve bu benim için zaten büyük bir hayal kırıklığıdır. Esas olarak her şeyi tehlikeye atan bu siyasetçiler, kendi ulusal tarihimizin bize öğrettiklerini, Almanya’nın yeniden birleşmesini sağlayan, Almanların onlarca yıl güven içinde yaşamasına ve refahlarını arttırmasına olanak tanıyan ulusal güvenlik politikamızı uyguladığımız son on yıllar da dahil olmak üzere ne varsa unutuyorlar. Hem Ukrayna halkı hem de Batı için olası sonuçları dikkate almadan yapılan bu tür açıklamalar, sorumsuzluktan başka bir şekilde nitelendirilemez.

Zelenskiy’in barış formülü ne?

Zelenskiy, Kasım 2022 ortasında G20 Zirvesi katılımcılarına video konferans bağlantısı aracılığıyla yaptığı konuşmada, Moskova’nın pozisyonunu dikkate almayan sözde 10 maddelik bir barış planı ortaya koymuş, Rus Silahlı Kuvvetlerinin Kırım dahil olmak üzere 1991 sınırlarından tamamen çekilmesini ileri sürmüştü.

Zelenskiy, önerisinde, radyasyon ve nükleer güvenliği, gıda güvenliği, enerji güvenliği, tüm mahkumların ve sürgün edilenlerin serbest bırakılması, BM Şartı’nın uygulanması, toprak bütünlüğü ve dünya düzeninin sağlanması, Rus birliklerinin geri çekilmesi ve çatışmaların sona erdirilmesi, adaletin iadesi, ekolojik sorunların önlenmesi, gerginliğin engellenmesi ve tarafların savaşın sona erdiğini teyit eden bir belge imzalaması gibi başlıklar kullandı.

Zelenskiy’in önerdiği plana göre referandum sonrası Rusya’ya ait olan Donetsk, Lugansk, Zaporojye, Herson ve Kırım’ın Ukrayna topraklarına yeniden geri kazandırılması teklif ediliyor.

Zelenskiy, aynı zamanda ülkesinin NATO’ya üyeliği hedeflediğinin altını çiziyor.

Zirvede bulunan liderlere seslenen Zelenskiy, G20’yi birkaç kez ‘G19’ olarak adlandırdı ve Rusya’nın bundan “dışlanması gerektiğini” ima etti.

Barış formülüne göre Rusya’nın Karadeniz ve Azak Denizi’ndeki münhasır ekonomik bölgenin kontrolünün Ukrayna’ya iade edilmesi de istenirken, Zelenskiy’in planını değerlendiren Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Kiev’in barışçıl çözüme ilişkin açıklamalarının mevcut gerçekler dikkate alınmadan yapıldığının altını çizmişti.

Lavrov, Zelenskiy’nin barış formülünün neden tehlikeli olduğunu açıklamıştı

Geçtiğimiz ağustos ayında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, diplomatik temalı “Uluslararası Hayat” dergisine verdiği röportajda, Batı’nın kabul etmesi için herkese baskı uyguladığı ‘Zelenskiy (Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir) formülünün’ Kiev’in yok etmeyi vaat ettiği milyonlarca Rus’un kaderini tehlike altına atacağını söylemişti.

Zelenskiy formülünü zorlamak için Batı tarafından kur yapılan herkesin, Kiev rejiminin Ukrayna’nın doğusunda açıkça yok etmeyi vaat ettiği halkın kaderinin tehlikede olduğunun farkında olması gerektiğini vurgulayan Lavrov, Anglo-Saksonlar ve müttefiklerinin insan haklarını ve ulusal azınlıkların haklarını ihlal eden, terör eylemlerini de haklı çıkaran Kiev’deki Nazileri savunduğunun altını çizdi.

Lavrov, “Dünyadaki son on yılda oluşan gerçeklerin evriminin kabulüne dayalı ciddi bir konuşma yerine, tek amacı olabildiğince çok ülkeyi en azından bir tür çatışmaya ve cepheleşmeye çekmek amacıyla forumlar düzenliyorlar” derken, kolektif Batı’nın düzenledikleri bu etkinliklerde Rusya’nın tamamen teslim olmasından daha azını gerektirmeyen, güvenlik ihlalini görmezden gelen ve ataları yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan, milyonlarca Rus’u kaderin insafına bırakan ‘Zelenskiy formülü’nü kabul ettirmeye çalıştıklarını sözlerine ekledi.

Lavrov, Ukrayna’daki çatışmayı çözmek için çeşitli barışçıl girişimler olduğunu, ancak girişimler listesinde mevcut Kiev rejiminin önerisinde Rusça konuşan ve kendisini Rusya’ya yakın hissedenlerin durumunu nasıl gördüğüne dair herhangi bir ‘formül’ olmadığını vurguladı.

Ukrayna’dan gelen neo-Nazi tehditleri konusunun da herkes tarafından sessizce geçiştirildiğine dikkat çeken Rus bakan, “Bu formülde Rusça konuşanlara karşı baskılar tüm hızıyla sürdürülmek isteniyor” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu